23 Eylül 2011 Cuma

Breaking Bad

Evet an itibariyle 4. sezon 10. bölümü tamamlamış biri olarak söyleyebilirim ki bu dizi olağan olağan olağanüstü sayın seyirciler! 4x10 sanki 3 dakikada bitti. Başladığında nefesimi tuttum bittiğinde verdim. Açık ve net.

Breaking Bad'le tanışmam maalesef geç oldu. Bu yüzden kendime çok kızıyorum. True Blood'la bilmem neyle zaman kaybetmişim resmen. Muhteşem kurgusu, senaryosu, oyuncuları vs kısacası herşeyiyle Breaking Bad, mükemmel bir yapım.

Dizinin konusundan kısaca bahsetmek gerekirse, nobel ödüllü fakat arkadaş kazığı yemiş bir kimya öğretmeni olan Walter White, ailesiyle birlikte sessiz sakin bir yaşam sürmektedir. Doğuştan felçli 15 yaşındaki oğlu ve hamile olan karısına bakmak için var gücüyle çalışmaktadır. Hatta ek iş olarak araba yıkama servisinde bile çalışır. Fakat bir gün Walter, araba yıkama servisinde çalıştığı sırada aniden düşüp bayılır. Hastaneye gider ve sonuç: Akciğer kanseri. Hemde çok ilerlemiş vaziyette. Öldükten sonra ailesine hiç birşey bırakamayacağını anlayan Walter çareyi mükemmel zekasında bulur ve uyuşturucu yapmaya karar verir. Bir gün narkotik ajanı olan bacanağı Hank'le birlikte bir baskına gider. Eski bir öğrencisi olan Jesse Pinkman'ın baskının yapıldığı evden kaçtığını görür ve olaylar gelişir. Jesse'yi evine kadar takip eden Walter, ona bir ortaklık teklif eder ve kabul etmezse onu ihbar edeceğini söyler. Böylece Jesse ve Walter, %99 saflıkta Cyrstal Meth adı verilen uyuşturucuyu üretmeye başlarlar.

Konunun geneli bu fakat Bryan Cranston'un mükemmel oyunculuğuyla ki buradaki oyunculuğuyla 3 tane en iyi drama aktörü Emmy'si almasına kesinlikle şaşırmıyorum sonuna kadar haketmiş ve tabi ki senaristler olsun veya çekim teknikleri olsun ortaya her dakikası gerilim ve aksiyon dolu müthiş bir dizi çıkmış. 

Şu an 4. sezonun bitmesine daha üç hafta var ve nasıl bekleyeceğimi şaşırmış durumdayım. Bu diziyi mutlaka ama mutlaka izleyin ve izletin yoksa pişman olursunuz. Başka bir şey diyemiyorum. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder